17 Ağustos 1999..

Bundan tam 11 yıl önce,yine böyle bir günün ilk saatleri..Yaşadığımız yerde saatler önemli değil,annem eşinden yeni ayrılmış kuzenimle birlikte komşuda..ben KRAL TV'de VJ BÜLENT izliyorum,ha uyudum ha uyuyacağım tv'nin saatini kurup uyumak için salondaki koltuğa uzanıyorum,uzandığım yerden gökyüzü gözüküyor tuhaf bir kızıllık içinde ve yıldızlar elimi uzatsam değecek kadar yakın,şaşıyorum ama uykum var diye pek umursamıorum,koltuktan yıldızları izlemeye koyulup tv'ye sırtımı dönüyorum,aradan 5dk geçmeden uğultu eşliğinde tarifsiz sarsıntılar yaşıyorum,içimden dua etmeliyim diye geçiriyor ama garip bir biçimde şarkı söylüyorum,ellerim koltuğun arasından geçen iplerde paralanıyor,düşen vitrin,kırılan sehpa sesleri sonunda sarsıntı bitiyor,şok olup kalıyrum olduğum yerde dışarıdan insan sesleri geliyor,ansızın balkona çıkıyor AYSELL TEYZEEE diye bağırıyorum,annem yok evde yalnızım diyorum,o esnada belki karanlıktan bile korkan bi abimiz,bir solukta merdivenleri çıkıyor,bense gidip koltukta oturuyor kapının çalmasını bekliyorum,o arada telefon çalıyor annem arıyor,iyimisiniz hemen geliyorum diyor,o andan sonra telefon hatları iptal oluyor,sonrasında kapı açılıyor NEVZAT ABİ elimi tutuyor,tam kapıyı çekecekken arkadan biri kapıyı tutuyor bir bakıyorum kardeşim,o da içerideki odada uyuyor ve kendini yalnız sanıp benim gibi tek başına yaşıyor depremi..sonrasında apartman merdivenlerinden iniyoruz ama nasıl bilmiyorum,çünkü o kısmı hala hatırlamıyorum,beynimde gizemli bi nokta gibi..sadece apartmandan çıkıp AYSEL TEYZE'ye koşuyorum..sabaha kadar kaldırımda oturuyoruz mahallece..evlerimizde yıkık dökük yok,sadece cam eşyalarda hasar oluyor,şok şeklinde sabah ayazına kadar uyku kıyafetlerimizle duruyoruz,arada artçı sarsıntılar oluyor umursamıyoruz..sabah gözü yaşlı halde İSTANBUL'dan dayım geliyor,bizi görünce sevinçten oturup ağlıyor,İZMİT yok oldu denince bir de yollarda enkazları görünce bizim yaşadığımıza bile zor ikna oluyor,dayımla birlikte eve giriyoruz etrafı biraz düzeltip dışarı çıkıyoruz,sonrasında 1 hafta bütün mahalle aynı çadırda yatıyoruz,yanıbaşımızdaki büfede satılmayan bişi kalmıyor,sanki soyguna uğramış gibi dımdızlak kalıyor büfe..KIZILAY geliyor,yemek ekmek dağıtıyor bize,zamanla sokakta yaşamaya alışıyoruz,çadırları kaldırıp kendimize özel BARAKA'LAR yaptırıyoruz,sonrasında gündüzleri eve girer ama gece yine dışarda yatar oluyoruz,bir ara TÜPRAŞ patlayacak söylentisi üzerine İSTANBUL'a geliyoruz,bir zaman burda kalıp,yine dönüyor o BARAKALAR'dan okula,işe gider oluyoruz,1sene o şekilde yaşıyoruz..her evde kalmaya niyetlenmemizde deprem oluyor yine BARAKA'mıza dönüyoruz..sonrasında bir iş için toplanıp İSTANBUL'a geliyoruz..


Bu benim hikayem tam 11.yıl önceki..çok acılar gördük,kötü günler yaşadık,bizlere birşey olmadı ama en yakın arkadaşlarımız enkaz altında kaldı,okulumuzda hergün koca bir yarıktan dışarısı görünüyordu ve o yıl herkes sınıf geçti notuna bakılmaksızın,çünkü toplum olarak psikolojimiz berbattı..sonrasına herşey yerine konuldu,İZMİT eskisinden bile güzel oldu ama bi gidenler geri gelemedi..ALLAH hepsinin mekanını cennet eylesin,bizide bu gaflet uykusundan kaldırsın çünk depreme hiç ama hiç hazır değiliz..

English Home Bereket Kuşları

Eveett nihayet merakla beklenen bereket kuşlarımı fotoğrafladım sizin için,pek iyi çıkmasada(fotoğraf makinemdeki sorundan ötürü) yinede fikir olur dedim :)


  burda epeyce karanlık çıkmışlar diğer ekleyeceğimde biraz bulanık ama renkler daha net sanırım :)


-

 -

en üstteki sevgili,pembiş ben,pembe ponponlu kızımız,diğer 2'side oğullarımız :) renklerden heralde bunu asae asmaz böyle bir çağrışım yaptı bana :)

Bu güzel BEREKET KUŞLARI'nı ENGLİSH HOME mağazasından aldım,genelde birçok alışveriş merkezinde görmeme rağmen hiç uğramadığım bi mağazaydı,nedense çok pahalı diye kalmış aklımda,ama mağazaya girince bu düşüncemde çokca yanıldığımı ve sık sık ziyaret edeceğimi anladım..BEREKET KUŞLARI aslında KELAYNAK'larmış,sanırım İNGİLİZ kültüründe bu kuşların bereket ve şans getirdiğine dair bir inanç var,hem çok beğendiğimden hemde evimize şans getirsin diye aldım bende,ne dersiniz çok şirinler ama dimi :) fiyatları 14 tl idi,bir de 3'lü şekilde olanı var ondada yanılmıyorsam fiyat 10 tl civarı..mağazada fotoğraf çekmek yasak olduğundan orda asılı olan BEREKET KUŞ'u sürüsünü çekemedim,bi daha gittiğimde deneyeceğim bakalım :) o kadar şirin gözüküyorlar ki insan alıp evi kuş'a boğmak istiyor :)

ENGLİSH HOME ile ilgili söylemek istediğim bişey daha var..harika ürünler bulunan bu mağazada her renk tonuna göre yastık kılıfı,çarşaf,nevresim örtüsü ve pike gibi ürünleri tek tek alıp,zevkinize göre takım oluşturabiliyorunuz..bir bölüm sadece pembe tonu,bir bölüm mavi,bir bölüm sadece yeşil ve bir bölüm sadece mor tonu olmak üzere epeyce seçeneğiniz var,yastık kılıfları 2 adet 6,5 tl,çarşaf ve nevresim örtüsünü tam anımsayamadım şimdi ama toplamda 50 tl'ye alabiliyorsunuz..pike takımıda 54 tl'ye geliyor..bende anneme kendimce bi takım oluşturup sürpriz yaptım,çokca beğendi,fotoğraflamadım ama yine :) belki fotoğraflar eklerim sonra :) geç keşfettiğim bir mağaza oldu ama iyiki keşfetmişim diyorum :)

web siteleri güncellenmekte olduğu için pek görsel barındırmıyor ama en azından sizi en yakın ENGLİSH HOME mağazasını keşfedebilirsiniz..


keşke kampanya yapsalar benimle :) umarım önerimi beğenir ve mağazaya gidip en azından göz gezdirirsiniz,gidipde beğenen yorum yazsın ama :)

sevgiler..