Sezeli Pilav





Yine kendimce uydurduğum tariflerimden biri,gördüğüm bir tarifi çokca beğenmiş ama malzeme yokluğundan yapamamıştım..E dedim bende evdeki malzemelerim ile benzer bişi yapayım,bakalım nasıl olacak?


Gayetde güzel oldu,sevgili kocamcım'da pek beğendi..E banada tarifi burada paylaşmak kaldı :)



Westwing'den Sizlere Özel 15 TL Hediye Çeki!







Westwing nedir? Almanya’da başlayan müthiş bir özel alışveriş hareketi. An itibariyle 20 ülkede faaliyette olan, ev ve yaşam konseptli ürünleri %70’e varan indirimlerle satın alabileceğimiz bir online alışveriş klübü. Westwing Home & Living, stil sahibi evlerin yeni adresi niteliğinde. Westwing Ailesi, Westwing Türkiye’deki birbirinden özel markaları ince eleyip sık dokuyarak belirliyor, editörler tarafından belirlenen özel konseptlerle ekranımıza düşüyor.


Peki kimin başının altından çıktı bu fikir? Dünyanın en çok satan dergisi Elle ve Elle Decoration’da uzun yıllar editörlük yapan Delia Fisher, Almanya’da Westwing akımını başlattı. İyi de yaptı! Şimdi Türkiye’de online alışveriş ve stil önerilerinde bambaşka.






Westwing Türkiye, tabi ki bundan ibaret değil. Online dergi bölümü de mevcut. Aynı zamanda dünyadan farklı yaşam stillerinin, son trendlerin ve tasarım harikalarının yer aldığı bir ilham kaynağı.  Ev yaşamına dair ipuçları, pratik dekorasyon tüyoları da cabası.

Japon Yapmış - ONUR ATAOĞLU



Onur Ataoğlu 
Çınar Yayınları 



Arka Kapak'tan..

Dünya üzerinde Türkçeden başka hiçbir dilde, hatta Japonca’da bile “Japon yapmış” kadar Japonya’yı ve Japonları açıklayabilecek kısalıkta ve kudrette bir deyiş yoktur. Halkımız bilmeden veya bilerek, Japonlara özgü Zen Budizminin sade ve derin felsefesi ile uyumlu bir özdeyiş üretmiştir. Bu özdeyiş, Japonya’ya ve Japon halkına bakışımızı özetler; hayran olma, takdir etme, imrenme, taraf tutma, destekleme, hayıflanma, iç çekme, özeleştiri, kıskanma ve bazen motive olma! Japon ne yapmıştır, nasıl yapmıştır, niye yapmıştır, pek bilinmez; ama yapmıştır işte!


Onur Ataoğlu, Japon yaratılış efsanelerinden Budizme, Japonya tarihinden modern günlük hayata, samuray ve geyşalardan manga ve haikulara uzanan geniş bir yelpazede Japonun neler yaptığını anlatıyor… Üstelik hem düşündüren hem de eğlendiren bir dilde…
 



Japon Yapmış'ı çoğu blogda görmüşsünüzdür,ne yalan söyliyeyim,bende birkaç kez kitapçı'da göz attıktan sonra,okuduğum yorumlarında etkisiyle internet'ten sipariş verdim..

Her ne kadar içinde bulunduğum ruhsal durumdan dolayı biraz ara vererek okusamda çokca sevdim..

Japon'lara ve Japon kültürüne özel bilgiler edindim,bi nev-i bir arkadaşımla Japonya gezisindeymiş gibi hissettim..

Japonlara dair kafamda olan sorulara cevaplar buldum,en önemlisi okurken çok eğlendim..

Bilgi'yi bu denli eğlenerek edinmek çok hoş..

2012'de bitirdiğim ilk kitap olarak özel bir yer edinen bu kitabı okumanızı mutlaka öneririm..

Siz okudunuzmu?Okuduysanız beğendinizmi? 

Sevgiler..

Ben Bugün # 6









Ben bugün..


Bugün'den değilde...


Aslında dün'de neler yaptığımı özetlemek ve aldığım kararlardan biraz bahsetmek istedim :)


Haftasonu boyunca tembellik edip ihmal ettiğim blogumu çok özledim..

Ben Bugün # 5

Ben bugün..








Grip'ten mütevelit baş ve kulak ağrısı çekiyorum..


Yarın gelecek olan misafirlerime hazırlık yapmaya çalışıyorum..


Kendimi hem çok yorgun,hem çok heyecanlı hissediyorum..


Birkaç gündür çokca çocukla zaman geçirmenin bünyemde yarattığı siniri atmaya çalışıyorum..


Durmadan uyarı verilen kar'ı bekliyorum..


Şarkı söylüyorum,müzik dinliyorum..


Ruhumu dinlendiriyorum..


Belki bir daha yazamam diyede


Şimdiden herkese mutlu haftasonları diliyorum..


Sevgiler..


Foto : Pinterest

Galeta Unlu Poğaça





Başlık'tan da anlaşılacağı gibi tamamen evdeki malzemeler ile oluşturduğum uyduruk poğaçam..Öyle ahım şahım bir tarif değil aslında ama lezzeti hoş oldu,paylaşmak istedim :)


Klasik poğaça hamuru hazırlayıp,içerisine çeşitli malzemeler ekledim..Veee sonuççç :)






Nasıl yaptığıma gelince :)


1 adet yumurta
1 adet yaşmaya
1 çay kaşığı tuz
1 su bardağı süt (yoğurtta olabilir)
1 su bardağı sıvıyağ
200 gr kadar beyaz peynir
Dereotu,maydonoz( istenildiği kadar)
1 havuç (rendelenmiş)
Aldığı kadar un (3 bardak kadar)
Üzerini kaplamak için galeta unu..




Önce sütü ılındırıp,mayayı sütle açıyoruz..Eğer yoğurt kullanacaksak az miktarda sıcak su'da kullanılabilir..Daha sonra yumurta,sıvıyağ,tuz ekleyip,üzerine yavaş yavaş un ekliyoruz..Hamur istenilen kıvama gelince(genelde kulak memesi yumuşaklığıdır),üzerine ufalanmış peynir,ince doğranmış dereotu ve maydonoz,rendelenmiş havuç'u ekleyip hamur'u tekrar yoğuruyor,ve hamurdan parçalar koparıp elimizle yuvarlıyor,galeta unu içersinde şöyle bir gezdirip,tepsiye diziyoruz..Yaklaşık 25 dakika 180 derece'de pişiriyoruz..Ama fırınlar farklı pişirme sürelerine sahip olabilir bunuda unutmuyoruz :)








Tuz,peynir miktarı arttırılabilir,tamamen damak tadınıza bağlı..


Belki bilinen bir poğaça ama ben ilk kez,elime ne geçerse şeklinde yaptığım,ve pufur pufur kıvamı ile çokca beğeni topladığı için paylaşmak istedim..Umarım dener ve beğenirsiniz :)


Sevgiler..

Ben Bugün # 4







Ben bugün..


Can sıkıntılı bi güne uyandım yine..


Olanlar,olmayanlar arasında kaldım..


Kafamı neyle dağıtsam bilemedim..


İş bulsam diyorum,ama nasıl?


Gidip gidip sonuç alamadığım bi hayalim var..


Ve o hayalin olmamasından kaynaklı bol bol stress'im..


Kendimi toplamam lazım,ama nasıl?


Nasıl mutlu olur bi insan?


Nasıl stress'ten uzak durur yada durmayı başarır?


Nasıl hayatını tümden değiştirir?


Konuşmak çare'midir dertlere..


Yoksa değmesi gerekn sihirli bir el'midir?


Kalabalıklar içinde yalnızım sanki..


Kimi görsem,ne dese nafile..


Anlık mutluluklar yetmiyorki artık..


Bugün ben boğuluyorum kendi içimde..


Foto : Deviantart

Browni Kurabiye..





Bu kurabiye'yi Mekila'nın blogunda görmüştüm,gördükten beride çokca merak etmiştim..Denemek için minik bir doğumgünü partisi bahane'm olunca hemen sıvadım kolları :)


Tarif Sevgili Gülay Mutfak'tadan..Ayrıca birbirinden güzel başka tariflerde var,mutlaka göz atmanızı öneririm..







Gelelim tarifimize..

malzemeler:
125 gr. margarin (oda sıcaklığında)
1 çay bardağı sıvıyağ
1 çay bardağı toz şeker
1 adet yumurta
25 gr. kakao
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
3,5 su bardağı un

şerbeti için;
3 çay bardağı su
3 çay bardağı toz şeker

Ben tarif'i birebir uyguladım,detaylarını öğrenmek isterseniz yine önerim Gülay Mutfakta blogunu ziyaret etmeniz..




Lezzet'i çok hoş oldu,herkes çokca beğendi..Yalnız ya benim kurabiyeler çok çatladığından,ya şerbet çok geldiğinden yada ben sabırsız'lık yaptığımdan tepsi'den alırken biraz dağıldılar ama ilk deneme olarak o kadar kusur kadı kızında'da olur dedik geçtik :)


En kısa sürede yapmanızı ve tatmanızı öneririm..

Sevgiler..




Al Sevdiğini, Uç İngiltere'ye!






20. yılını kutlayan EFINST İngilizce Dil Okulları harika bir kampanya başlattı. EFINST Dil Okulu, 14 Şubat Sevgililer Günü’ne kadar kayıt yaptıran herkese İngiltere’de 2 haftalık İngilizce eğitimi hediye ediyor. Üstelik bu programlara iki yıl üst üste AB Dil Ödülü kazanan ESP (Özel Amaçlı İş İngilizcesi Programı) da dahil. Yani hem Türkiye’de İngilizce öğreniyorsunuz hem de pratik yapmak için İngiltere’ye bedava gidiyorsunuz. Haberin daha da güzel tarafı, İngiltere’de konaklama ve yeme içmeye de para ödemiyorsunuz.

Ben gidemem, çünkü İstanbul’da yaşamıyorum diyenlere müjde!

EFINST’in e-Learning LIVE! online İngilizce eğitim sistemiyle bire bir canlı online derslerinizi internet üzerinden de yapabiliyorsunuz. Bu sistemle öğretmeninizi canlı canlı ekranınızda görüyor, soru soruyor, sohbet edebiliyorsunuz. Öğretmenin sizin için hazırladığı power point sunumunu kendi ekranınızda görebiliyor, İngilizceye dair tüm sorularınızı özel öğretmeninize sorabiliyorsunuz. Başka kimse olmadan, sadece siz ve öğretmeniniz. Aynı gerçek sınıftaki gibi.

Detaylı bilgi için http://www.efdilokulu.com/al_sevdigini_uc_ingiltereye.html adresini ziyaret edin. Pişman olmayacaksınız.

EFINST’in yakında Facebook ve Twitter üzerinden yapacağı kampanyalardan en önce haberdar olmak için:
http://www.facebook.com/EFINST
http://www.twitter.com/EFINST

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Ben Bugün # 3

Ben bugün..






Kendimi salak gibi hissediyorum..


Ve yorgun,ve herşeyden sıkılmış..


Okuduğum bir yazı üzerine düşünüyorum..


Düşündükçede üzülüyorum..


Sevgi elden kaçan uçan bir balon misali..


Ne zaman unuttum sevmeyi?


Ne zaman hayat gailesi bu denli robotlaştırdı beni?


İyi ne? Güzel ne?


Ne zaman güzel bişi olacak hayatımda..


Ve ne zaman eskinden sevgiyle baktığım gözlere,


Yine aynı şekilde bakabileceğim?


Yoruldum hayattan,sıkıldım..


Kaçmak istesem kaçamıyorum..


Böyle 2 arada..


Uyusam uyansam geçermi acaba?


Foto : Pinterest

Gökkuşağı Kek







Bu nedir ? dediğim şey..İşte buydu gökkuşağı kek..Esasında tam istediğim gibi olmadı,bir deneme çalışması idi,ama paylaşmadan edemedim :)


Aceleden cep telefonu ile fotoğraf çekince,görüntü kötü oldu biraz,ama haftasonu tekrar yapacağımdan güzel bir foto ile taçlandırırım sonra yine buraları diye düşündüm..

                                                 -Fotoğraf güncellenmiştir-







Ben az olsun istediğimden,az malzeme kullandım fakat kalıp'da biraz büyük geldi..Neyse bu deneme olsun diyelim :)




Esasında böyle gözükmesi gerekti :)








Malzeme olarak..


2 yumurta
1 bardak süt
1 bardak şeker
2 bardak un
1 bardak sıvıyağ
1 paket kabartma tozu
2 paket vanilya (bol vanilya koksun diye)
Sar,kırmızı,mavi,yeşil,pembe,mor gıda boyası kullandım..


Üzerinide tarifine göre hazırladığım Dr.Oetker Çilekli,Böğürtlen'li sos'la kapladım..


Renkler nasıl halka halka oldu diyorsanız,sırayla üst üste döktüm ve pişirdim..Ama ayrı ayrıda pişirilebilir,yalnız o zaman bir'den fazla kalıp gerekebilir :)


Haftasonu tekrar yaptığımda malzemeleri 2 misli arttırıp,vanilya özü ekleyeceğim..Sos olaraksa beyaz çikolata sosu kullanmayı düşünüyorum..




Bilenler 1'er dilim alsınlar lütfen,bilemeyenler kendileri yapsın :)


Sevgiler..


Foto Kaynak : Pinterest

Her Yerde Kar..





Benim gibi bir kış çocuğuysanız kar'a takık olmanız çok olası..Yağdı,yağmadı,yağmıyacakmı?Yağmıyacaksa başka bi yere gitsekmi yaygaralarım eşliğinde nihayet İstanbul sema'larıda kar'ı gördü..Benim içimde rahat etti :)


Hemen kendime dışarı çıkma bahanesi edinip uzun uzun yürüdüm kar'da..Bembeyazlık'ları ile ruhumu temizlediler sanki..


Annem'de sıcacık bir anne yapımı sahlep molası akabinde,geç saatlere doğru artan kar'a kayıtsız kalamadık ve kendimizi dışarlara attık..


Elimde fotoğraf makine'si olduğundan ben çoşkuya çok dahil olamadım,ama epey eğlendim..Zaten bizim burdaki kar,böyle kum gibi'ydi,top olmamakta bayağı ısrar etti :) 






Biz sanırım yaklaşık 3 saat deli gibi debelendik,ben 120,sanırım kızlarda(Merme ve Senoş)30-40 fotoğraf çekti :) öylede çek,böylede çek,o karanlık,aman çok ses yapmayalım,birazda cips yiyelim derken (Senoş insanı elinde cipsle katılmıştıda aramıza :) ) sırılsıklam olmuşuz haberimiz yok :)


Her ne kadar kaydırak'tan kayarken,kayan ayağım akabinde denge tutamayıp kolumu kırma tehlikesi atlatsam,hatta şu anda biraz acısını hissetsemde değdi ama ya..








Bütün ruhum pür-i pak oldu,kendime geldim..


Nacizane tavsiyem canınız sıkkınsa,ufunet bastıysa içlerinizi kar'lı bir zaman dilimi yaşayın..Elzem bir ilaç kendisi zira :)


Kar yoksa deniz'de aynı etkiyi yapar :)






Mutluyumm..


Bu gecede kar yağsa lapa lapa..


Sevgiler..


Foto : By Me..İğrenç çıkmış kendi foto'muda eklemesem olmazdı :) ama sizde görün istedim pigme'den bozma hallerimi :)

Ben Bugün # 2







Nedense pek bi keyifsiz,pek bi üşengeçim..


Ne bişi yazasım,ne bişi yapasım var..


Pelte kıvamında uzandığım koltuğumdan kalkasım yok..


Biri gelsin eve,bana çeki düzen versin,


Şöyle güzel yemekler getirsin..


Birazda sohbet edip,kendimi iyi hissettirsin 


İstiyorum..


Foto : Pinterest

Ben Bugün # 1

Ben bugün..






Ben bugün yazılarını seri 'ye çevirmeye karar verdim :)


Lapa lapa yağan kara inat,mis gibi domates'ler tatmak..


Domates'leride beyaz peynir ve halis muhlis zeytinyağı ile tatlandırmak..


İçimdeki yazı,dışarıdaki kar'la birleştirip hayatımda çiçek'ler açtırmak..


Bol bol müzik dinlemek..


Güzel resim'ler yapmak..


Ve uzak'lardan sizlere selam etmek istedim..


Sevgiler..


Mutlu Pazar'lar..


Foto : Pinterest

Sümela'nın Şifresi :Temel



Geçen Pazartesi gittiğim filmi anca bugün yazma fırsatım oldu..Ama olsun napalım :)

Önce sinema salonundan bahsedeyim biraz..

Biz Optimum Avm Avşar Sinema'larında izledik filmi..Daha önce bu alışveriş merkezine çok yakın bir yerde yaşıyor ve niye burda sinema yok diye hayıflanıyordum,sanırım benin taşınmamı beklemişler :)

Neyse..

Sinema salonu devasa bir büyüklükte değildi (bknz: Maltepe Carrefour Afm),hatta ses sisteminde ufak bir sorunda oldu,ama gerek uygun fiyatları,gerekse ilgileri,tüm sorunları bi anda yok etti..Bi daha gidermiyim ? Bence giderim :)




Konu'yuda kısaca özetliyeyim..

Hayalleri ve hayattaki amaçları yüzünden, Karadeniz'de bile herkesin dalga geçtiği fakir Temel, Trabzon'un en köklü ve zengin ailelerinden Yücesoyların Zuhal'e aşıktır ama babası Hıdır Yücesoy, kızını Temel'e vermez. Temel, sevdiği kızı da alamayınca yıkılmıştır. Tam bu sırada, arkadaşı Turgay'ın Sümela Manastırı'nın çatısına çıkarak intihar etmeye kalkıştığı haberini alır. Arkadaşını intihardan vazgeçirmek üzere Sümela Manastırı'nın çatısına çıkar. Ancak kendisi intihar etmeye karar verir. Polisler tarafından aşağıya indirilen Temel, polisin, 'Sümela'ya hazine aramak için çıksanız anlayacağım, intihar için çıkılır mı?' diye sormasıyla birlikte Sümela'daki olası hazineye odaklanır. Temel'in tek hedefi artık Sümela'nın şifresini çözüp kutsal hazineyi bularak, hem sevdiği kızı almak hem de herkese kendini ispatlamaktır.




Şimdi gelelim film'e..

Genelde filmin çokça küfürlü ve komik olduğuna dair yorumlar duymuştum ben..Ama ne denildiği kadar küfürlü,ne de komik geldi..Evet eğlendirim,ama çok gülmedim...Hatta çoğu sahnede çokca hüzünlendim Temel'in saf'ça sevgisinden dolayı..Küfür konusuna gelince hem anne tarafından,hem eş tarafından Karadeniz'li olunca insan bazı şeylere alışkın oluyor sanırım :) Yani ettikleri küfürler kötülük amaçlı değil,ağız alışkanlığı gibi,ama genelde Karadeniz insanı böyle..Özellikle aile içi muhabbetler'de..

Film'deki sahnelerden en sevdiklerim 2 Japon olarak kolbastı yaptıkları ve bir de Temel'in Zuhal'e aşkını anlattığı sahne..

Bazı kısımalar her ne kadar eksik kalsada,eğlenceli zaman geçirmek için gidelebilecek bir film..Fragman'lardakinden daha fazlası yok yalnız belirteyim,ama harika Trabzon ve Sümela Manastır'ı manzaraları var iç açan,bir de güzel bir türkü..


                             murat ibrahimbaş volkan konak - sevdalı türküler - 2012 | izlesene.com



Sanırım bu film'den elde edilecek gelir ile,bir devam filmi gelecek..Tabii bu benim şahsi düşüncem..

Genel anlamda fena değil kısmında bence bu film...

Varmı sizlerden gidenler?

Beğendim yada beğenmedim diyenler?

Sondan Sonra



Sevgili İzlenimlerin Derinliği blogundan  doğumgünümde SONDAN SONRA oyununa tiyatro bileti kazanmıştım..Benim için çok güzel bir doğumgünü hediyesi oldu..Kendisine bir kez daha teşekkür etmek isterim burdan..




Teşekkür'ümüde ettikten sonra oyuna geçelim..


Oyunda EMRE KINAY ve AHU TÜRKPENÇE başrolleri paylaşıyor idi..AHU TÜRKPENÇE bu oyundaki performansı ile ''AFİFE JALE TİYATRO ÖDÜLLERİNDE'' bu sene'nin en başarılı kadın oyuncusu seçilmiş..

Oyunda dair fikirlerimden bahsetmeden önce en iyisi kısaca konuyu özetliyeyim..


Sığnakta iki insan: Mark ve Louise… Korkunç nükleer saldırıda, binalar çökmüş, herkes ölmüş, her yanı radyoaktif toz bulutu kaplamıştır. 

Mark bu saldırıdan Louise’i binbir güçlükle sığınağa taşır. Mark’ın sığınağında yiyecek, ranza ve radyo gibi kısıtlı imkanlar vardır. Konuşmalarından ise Mark’ın Louise’e aşık olduğu ve onu delice kıskandığı anlaşılır.

Ayrıca genç adam Louise’i irkilten sözler söylemeyi de ihmal etmez. “Bu saldırıyı yapanlar mutlaka sakallıdırlar. Güçlü ve iyi toplumlar dünyadaki zayıf toplumları onların iyiliği için kontrol etmelidir. Biz gücümüzü yeterince iyi kullanmadık. Teröristlere daha katı davranmak şart.”

Mark’tan korkan ama onunla birlikte bu sığınakta hayatta kalma mücadelesi veren Louise oldukça zor günler yaşar. Acaba dışarısı ne durumdadır? Gerçekten herşey Mark’ın anlattığı gibi midir dışarıda yoksa tüm bu olanlar bir blöften mi ibarettir?



Oyun ilk kez gittiğim Duru Tiyatro'da idi..Hiç gitmemize rağmen bulmamız zor olmadı..Moda İlkokulu yanından kısa bir yürüyüşle mekana ulaştık..Hemen danışmaya gidip ismimizi söyledik ve bileti aldık,oyunun başlamasına kısa bir süre olduğu kalabalıkla birlikte salon'a girdik..Koltuklarımız sahneye oldukça yakındı,hiç bu denli yakından izlememiştim daha önce..

Oyun karanlık ve büyük bir gürültü ile başladı..Yukarıda bahsettiğim gibi konusu sığınakta geçiyordu..Mark,sevdiği ve kendisinide sevmesini istediği Louise 'i nükleer saldırıdan kurtarmış idi..

Sığınıkta sınırlı olan imkanlar birbirlerine katlanmalarını zorlaştırmış,sürekli bir kavga gürültü şeklinde devam eden oyun,duygu iniş çıkışları ile doluydu..Arada salon karanlıklaştıkça mekanlar ve monolog'lar değişmeye başladı..Ama ne yalan söyliyeyim bolca gürültülü olan bu oyun beni biraz rahatsız etti..Hem oyundaki gerginlik üstüme yapıştı,hemde ses sistemi gerçekten rahatsız ediciydi..

Oyun'un konusu nükleer bir saldırıdan başlayıp,kadın-erkek ilişkilerine kadar uzanıyordu..Mark,aslında kafasında kendi oluşturduğu aşkına ve yalan patlamaya Louise'i inandırmaya çalışıyor..Fakat sonunda Louise dışarıdan gelen sesleri duyuyor ve aç,bilaç geçirdiği günlerin hesabını onu polis'e yakalattırarak soruyor...

Her ne kadar daha sonrasında hapishane'ye gidip onu ziyaret etsede,bozulan psikolojisi sanırım onda ''Stockholm Sendromu'' etkisi yaratıyor..

Ve böylece oyun bitiyor..

Bu oyun'da  Ahu Türkpençe'nin oyunculuğuna hayran kaldım,gerçekten aldığı ödülü fazlasıyla hak etmiş,tepkileri,oyunculuğu bir harika idi..

Tekrar tekrar tebrik ediyorum kendisini..

Umarım sizlerde gidip izlerseniz..

Sahi en son hangi oyuna gittiniz ?

Biraz ayıp olacak ama ben en son geçen sene gitmiştim :)


İyiki Doğdumm



İyiki doğdummm...

Bugün 28 oldummm..

Pastam'dan buyurmazmısınız :)

Foto Kaynak : Pinterest

Yeni Yıl Nar'ları

Esasında yeni yıl'dan önce hediye olarak boyamıştım bu nar'ları,ama gelmesini beklediğimiz Ukrayna'lı konuğumuz gelemeyince nar'larda anneme kaldı :) Fotoğraf makinem'de yanımda olmadığından ertelendi durdu,şimdiye kadar :)


Şimdi fotoğraf makinem'i aldım elime,bastım deklanşöre..










Ponpon fırça ile doku vermek istedim..İç kısımlarını metalik altın rengine boyayıp,ütü ile yapışabilen boncuklardan yapıştırdım..(tabiki  ütü ile değil :) )

Yalnız birinde kırmızı boya bulaştığı için iç kısmıda kırmızı boyamak zorunda kaldım..Belki farklı renkte boncuklar olsa daha hoş durabilirdi..Ama yinede farklı bir havası var..

Belki daha sonra iç kısmını altın rengine boyamayı düşünebilirim...

Sizce nasıllar ?

Çikolata Sepeti Hediyesi

Çikolata ile ilgili 2 post üst üste geliyor biraz ama olsun :) Yılbaşı üzeri yapılan etkinliklerden birinde sevgili Pembesinti'nin blogundan 50 tl'lik Çikolata Sepeti hediye çeki kazanmış idim..


Esasında anneme hediye olmasını istiyordum ama,kargo ödemesi kısmında sorun olduğu için(ki bu konuda defalarca yazdım,ama herhangi bir geri dönüş olmadı)biraz geç oldu bana ulaşması..


Sorunuda buradan yazayım,belki yetkililer'den falan okuyan olur..Şöyleki : Çikolatasepeti sitesi kredi kartı ile ödeme kabul ediyor,ve kargo ücretinide bu ödeme içinde alıyor,ama keşke en azından kargo ücretini kapıda ödeme gibi bir imkan olsa..50'tlik hediye çekim hesabıma tanımlandı ve ben yaklaşık 4 gün boyunca kredi kartı aradım durdum,4,5 tl için..en sonunda bir arkadaşımın hesabından havale yaptık,o da 6,5 tl'ye geldi..Önemli olan bu para'yı ödemiş olmam değil ama madem birşey yapıldı,daha mağdur edilmeden yapılsa..Belki ben kredi kartı kullanmıyorum..








Neyse..kısa bir serzenişte bulunduktan sonra,gelelim çikolata'ma..Anneme hediye olsun istediğimden kutulu bir ürün seçmiştim,ama madem onun doğumgünü geçti e o zaman bana hediye olsun,eve gelen konuklarıma ikram ederim dimi ama :)





Almazmısınız :)

Bende henüz tadına bakmadım ama :)

Sevgili Pembesinti ve ÇikolataSepeti'ne teşekkürler..(her ne kadar sorun yaşanmışda olsa,hoş bir doğumgünü hediyesi oldu bana)

Sevgiler..