Kerime Senyücel
Şubat 2009
Arka Kapak'tan..
''3 Mart 1924 günü Meclis, siyasi bir kurum olduğu gerekçesiyle Hilafet’i ilga ederken bir karar daha almıştı: Osmanlı Ailesi’nin kadın erkek bütün fertlerinin Türkiye Cumhuriyet’i hudutları içinde oturmaları sonsuza dek yasaklandı, aile mensupları Türk vatandaşlığından çıkarıldı.
Osmanlılar pasaportsuz, yurtsuz, hiçbir şeysiz kalmışlardı. Acılı bir yolculuk başlıyordu. İki hafta sonra Türkiye’de, 144 kişilik Osmanlı Hanedanı’ndan hiç kimse kalmamıştı. Sürgün, yokluk, özlem ve acı dolu günler yaşadılar ama dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar ülkeleri aleyhinde bir tek söz söylemediler. Cumhuriyet aleyhinde hiçbir eyleme katılmadılar. İçlerinde daima bir gün geri dönme ümidi, başlarında bir avuç vatan toprağı vardı.
“Osmanoğlu’nun Sürgünü” belgeseliyle Osmanlı Hanedan Vakfı tarafından onursal üyeliğe kabul edilen Kerime Senyücel, yaşayan Son Osmanlılar’ın, sürgüne bizzat tanık olmuş hanedan üyelerinin anlattıklarını birinci ağızdan kaleme aldı.''
Hanedan'ın Sürgün Öyküsü,elime ulaştığı gün bitirdiğim nadir kitap'lardan biri..Konusu ismindende anlaşılacağı üzere Cumhuriyet'in ilanı ile sürgün edilen Osmanlı Hanedan üyelerinin yaşamı..Kitap gerek kapağı,gerekse sayfaları ve dizaynı ile gerçekten Osmanlı ruhu'nu yansıtıyor.Sanki okurken sayfalar arasında keyifli bir yolculuğa çıkmış,Osmanlı Hanedan üyelerinin yanında soluklanmış gibi hissediyor insan..
Yazar,öncelikle teşekkür bölümünde kitaba emeği geçen isimlere teşekkkür'lerini sunuyor.Sonrasında önsöz bölümü ile kitabın amacını kısaca özetliyor.Giriş bölümünde ise Osmanlı'yı sona getiren nedenleri,Sultan Vahideddin'in içinde bulunduğu durumu,sürgün'ün alt yapısını anlatıyor.Sonra sırası ile Ertuğrul Osman Osmanoğlu,Burhaneddin Cem,Bilun Alpan,Osman Nami Osmanoğlu ve Fethi Sami Baltalimanlı'nın kim olduklarını,sürgün sırasında yaşadıkları zorlukları,bu zaman zarfında hayatlarını nasıl idame ettirdiklerini,ülkelerine bakış açılarını bu isimlerle yaptığı röportajlar ile özetliyor.
Ben,okuduklarım içinde en çok Hanedan'ın sürgün edilen ilk ve ikinci kuşağının ülkelerinden ne kadar uzak olursa olsun hala Türkçe konuştuklarına,başuçlarında bir kase içinde vatan toprağı bulunmasına ve herşeye rağmen ülke'lerinin aleyhine konuşmamalarına çok şaşırdım,belki kırgınlar ama asla kızgın değiller..1924 yılında sürgün edildikleri topraklarına 50 yıl sonra dönebilmelerine rağmen..
Belgesel niteliğindeki bu kitap'a mutlaka göz atmanızı ve hatta en kısa sürede okumanızı öneririm..
Kerime Hanım'ı bu güzel eserinden dolayı tebrik ediyorum..
Sanırım tarih'imizi öğrenmek için bu tarz kaynaklara daha çok ihtiyacımız var..
Bol kitaplı günler..
Sevgiler..
son zamanlarda bol bol Osmanlı okuduğumdan sanırım bu kitapta çok ilgimi çekti..bu kitabı da okunacaklara eklemek gerek:)
YanıtlaSileklemeni öneririm :)
SilGüzel kitaplar okunup bilgi birikimi yapılabilir bakış açısını da farklı bir şekilde kullanıp değerlendirebilir insan dileğim o ki bir gün yine eskisi gibi bir kitabı elime alıp sonuna kadar kesintisiz okuyabilmek..teşekkürler canım.
YanıtlaSilumarım okursun canım..sevgiler..
Sil