Yayın Yılı: 2010
169 sayfa
169 sayfa
Kitap birçok farklı bölümden oluşuyor..
Yazarımız kimi zaman baba olacak olma'nın mutluluğunu paylaşıyor bizimle,kimi zaman yaşlanan baba'sı ile yaşadıklarını..Baba'sının çocuk,kendisinin baba olduğu zamanları..kimi zaman eski hatırları,kimi zaman sokakta oynayan çocukların ne kadar şanslı olduklarını,kimi zaman bu zamanda anne baba olmanın zorluklarını..
Kimi zaman babasının ölümünü,2 baba 2 oğul olmayı,şimdiki zaman çocuklarını,hiç doğmamış çocukların mektuplarını..
2'şer sayfalık hikaye'ler şeklinde anlatıyor..
Kitap'tan ufak bir alıntı ;
''Ve ben, aslında harfiyen hatırlayarak dünün bol vakitlerini, doyumsuz sohbetlerini, telaşsız saatlerini, saadeti hüzünle yoğurarak geçtim ihtiyar adamın süzgecinden...
Ben onu gemleyemedim, o demledi beni...
Olgunlaştım, basarak üzerine birikmiş bütün yırtık takvim yapraklarının, yıllar yılı aynı çemberde dolanmaktan başı dönmüş akrep ve yelkovanların, o incecik delikten biteviye süzülmüş kumların, evine gire çıka ötmekten sesi kısılmış yorgun guguk kuşlarının, batmış onca güneşin, parıldamış bunca ay ışığının, hilalin ve fecrin, uğruna savaşılmış, yokluğuna alışılmış dostların, birbirine karışarak yanıp sönen kahkahalarla gözyaşlarının, yazılmış yazılamamış bunca satırın, tutulmuş tutulamamış onca sözün, dediklerimin, bir an önce bitmesini istediğim veya hiç bitmesin diye dualar ettiğim anların, koşuda çabuk yorulanların ya da koşmaya hiç niyeti olmayanların, sevaplarımın, günahlarımın, hatalarımın...
... süzüldüm imbiğinden...
Piştim, o ihtiyarın dergâhında...
Babamın oğluydum eskiden;
Oğlumun babası oluverdim birden..''
Ben onu gemleyemedim, o demledi beni...
Olgunlaştım, basarak üzerine birikmiş bütün yırtık takvim yapraklarının, yıllar yılı aynı çemberde dolanmaktan başı dönmüş akrep ve yelkovanların, o incecik delikten biteviye süzülmüş kumların, evine gire çıka ötmekten sesi kısılmış yorgun guguk kuşlarının, batmış onca güneşin, parıldamış bunca ay ışığının, hilalin ve fecrin, uğruna savaşılmış, yokluğuna alışılmış dostların, birbirine karışarak yanıp sönen kahkahalarla gözyaşlarının, yazılmış yazılamamış bunca satırın, tutulmuş tutulamamış onca sözün, dediklerimin, bir an önce bitmesini istediğim veya hiç bitmesin diye dualar ettiğim anların, koşuda çabuk yorulanların ya da koşmaya hiç niyeti olmayanların, sevaplarımın, günahlarımın, hatalarımın...
... süzüldüm imbiğinden...
Piştim, o ihtiyarın dergâhında...
Babamın oğluydum eskiden;
Oğlumun babası oluverdim birden..''
Anlatım oldukça yalın ve insanı sürüklüyor..
Hemen hemen bütün kitap satış sitelerinde her anne ve baba'nın okuması gereken bir kitap olarak tanımlanıyor..
Özellikle her baba okumalı konusunda bende hemfikirim...
Kitap'lığımda severek saklıyorum kendisini..
Mutlaka göz atmanızı öneririm..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
1 yorum 1 mutluluk :)