Katre-i Matem -İskender Pala


Kapı Yayınları-2009
İskender Pala


''Roman, müzayededen alınan elyazması bir kitabın hikâyesi olarak başlıyor. Okurlar, bu elyazması kitabın açtığı kapıdan içeri giriyor, bir devre adını veren lalenin izinde İskender Pala'nın yarattığı etkileyici ve büyüleyici bir atmosferin içinde yol alıyor. 
İstanbul bu romanda, karmaşası, heyecanı, isyanları, kalabalığı ile lalelere bürünüyor. Öyle ki lale sadece bir çiçek değil, bir yaşayış tarzı, estetik bir tavır, kültürel ve tarihsel bir birikim olarak İstanbul'u, hatta tüm Osmanlı'yı çevreliyor. İstanbul, doğal tüm güzelliklerinin, mimari şaheserlerinin tarihî debdebesi ile beraber lalezarlara, lale yarışlarına, lale şiirlerine bezeniyor; lalelerin şehri, renklerin şehri, yaprakların şehri haline dönüşüyor. İskender Pala, Katre-i Matem'de usta kalemiyle lalelere bezediği İstanbul'da kavuşup doyulamayan, kavuşulamayıp yakan aşkların elemli ve Osmanlı hallerini de tüm ıstırap ve coşkularıyla anlatıyor. Sevdiğini, aşklarının ilk gecesinde kaybeden Şahin'in macerasını anlatan roman, bu kaybın ardındaki esrarı çözmek için külhanlara, tomruklara, lalezarlara ve hatta Osmanlı sarayına kadar gidiyor. İşte bu yolculuk, okuru hiç ummadığı yerlerde hiç ummadığı maceralarla karşılaştırıyor. 




Cinayetlerin gölgesiyle giderek gizemli bir hal alan olaylar Lale Devrine nihayet veren Patrona Halil İsyanının yakıcı siyasal çalkantılarıyla birlikte çözülmeye başlıyor. 
Kalemimi hokkaya bandırdığım şu anda –ki Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'yı canından; Sultan III. Ahmet'i de tahtından eden cehennemden nişan Eylül İhtilali'nin üzerinden henüz iki hafta geçti- şahit olduğum olayları yazıp yazmamakta kararsız sayılırım. Bilemiyorum. Yazmak gerektiğini düşündüğüm şeyler bir bakıma devlete ait sırları ifşa etmek gibi bir ihanetin ağırlığını da vicdanıma yükleyecek. Öte yandan Şark'ın kutsal çiçeği laleye dair yorumlarda bulunacak ve belki şükufeciyan esnafını gücendirmiş de olacağım. Ama birisi çıkıp yiğit Şehzade Ahmet'i, aşağılık isyancıların yaptıklarını, cennete benzeyen İstanbul'u ve Sadabat'ın laleye kattığı zarafeti anlatmazsa bu dahi tarihe ve şehre haksızlık sayılır.''

İskender Pala'nın bir müzayede'den aldığı el yazması eser'in esasında yazarı belirsiz.İskender Pala Divan Dili ile yazılan hikaye'yi sadeleştirerek bir kitap haline getirmiş ve bizlere sunmuş..
Yazıldığı dönemi büyüleci bir dile'le anlatan bu kitap,gerek konusu gerekse hikaye'nin içine alan yapısı ile tarihi roman sevenlerin mutlaka okuması gereken bir eser..Ayrıca dönem'in politik olaylarınada değinen bir yapısı var.Özellikle ''Lale Bahçe''lerinden bahsedilden,Lale'nin yolculuğunu anlatan bölümleri ben çok sevdim..İskender Pala,kitapları içersinde favorim olan bu kitap'ı mutlaka okumanızı öneririm..

Sevgiler..

5 yorum:

  1. Methini duymuştum daha önceden.. teşekkürler alacağım bende..

    YanıtlaSil
  2. Not aldım mutlaka alıp okuyacağım :)

    YanıtlaSil
  3. gerçekten çok güzel bir kitap,el yazması doğru ele geçince bizde keyifle okumuş olduk :))

    YanıtlaSil

1 yorum 1 mutluluk :)